Türkiye’de yaşayan Filistinli aktivistler ile İsrail’in Filistin politikasına muhalif kişilere yönelik eylem hazırlığında oldukları ve İsrail İstihbarat Servisi’ne casusluk yaptıkları iddia edilen 57 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 8 tutuksuz sanık ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya 20 tutuklu sanık ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
BU İSİMLERİ KULLANMIŞLAR
Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, İsrail istihbarat servisinin internet tabanlı mobil uygulamalar üzerinden uzaktan, çevrim içi operasyon ekibi oluşturduğunu, bu ekip tarafından “Abdalla Qassem”, “Abu Halid Abdalla Qassem”, “Janet Foster”, “Ali Al Jafrı”, “Şhirin Alayan”, “Roman Romanov”, “Cemal”, “Igor” ve “Ilya” isimlerinin kullanıldığını aktardı.
ELDE EDİLEN BİLGİLER DEVLETİN GİZLİ BİLGİLERİYMİŞ
Açıklanan mütalaada, Canlı kuryelerle Mossad’ın sahadaki hedeflerine yönelik taktik bazlı işler yapılmasının amaçlandığı ve sanıkların elde ettikleri bilgilerin devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerden olduğu belirtildi.
12’şer yıla kadar hapis talebi
Mütalaada 57 sanığın ‘yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini’ suçundan 8’er yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Duruşmada sanık avukatları, müvekkillerinin uzun süredir tutuklu kaldığını söyleyerek tahliyelerini talep ettiler.
ARA KARAR
Ara kararını açıklayan mahkeme, 18 sanığın tutuklu kaldıkları süreyi de dikkate alarak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. 36 sanığın yurt dışına çıkış yasağı yönündeki adli kontrol tedbirini mevcut delil durumunu dikkate alarak kaldırılmasına hükmeden heyet, sanıklar ile avukatlarına açıklanan mütalaaya karşı savunma hazırlayabilmeleri için süre verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İsrail istihbarat servisinin, internet tabanlı mobil uygulamalar üzerinden uzaktan, çevrim içi operasyon ekibi oluşturduğu, bu ekip vasıtasıyla uzaktan kaynak temini, canlı kurye ile kaynaklarına para transferi ve sahadaki hedeflerine yönelik taktik bazlı işler yapılmasının amaçlandığı aktarıldı.
Hazırlanan iddianamede, ilk temasın, cep telefonlarına kodlanan Telegram ve WhatsApp uygulamaları, sosyal medya hesapları, Linkedin, e-posta üzerinden sağlandığı, irtibatın operasyonel Telegram ve WhatsApp uygulamaları üzerinden sürdürüldüğü, kesinlikle görüntülü veya sesli görüşme yapılmadığı, yapılan işler karşılığında ödemelerin uluslararası para transfer şirketleri, kripto paralar, havale ofisleri ve canlı kuryeler vasıtasıyla gerçekleştirildiği belirtildi.
İddianamede, profesyonelce yapılması istenilen işlerde dedektiflerden, taktik işlerde ise ağırlıklı olarak şüphe uyandırmayan şahıslardan yararlanıldığı, dedektiflere biyografik bilgi toplama, keşif tahkikat, fotoğraf/video dokümanter, canlı takip, takip cihazı yerleştirme, canlı kurye bulma ve siber faaliyet görevlerinin verildiği, İsrail istihbarat servisinin iş yaptırdığı şahısların, gelen taleplerin sebebini, amacını, oluşturacağı maddi/manevi zararı ve oluşturacağı milli güvenlik açığını fark ettikleri halde faaliyetlerini sürdürdükleri, aynı zamanda muhataplarının kimliklerini gizleme gayretini, yapılan ödemeler karşılığında fatura kesmemesini, yurt dışında bulundukları halde Türkiye’deki şahıslar (canlı kurye) vasıtasıyla ödeme yapılmasını şüpheli bulmakla birlikte maddi kazançlarını ön planda tuttuklarının belirtildiği kaydedildi.
Hazırlanan iddianamede, 57 şüphelinin ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.